19 Aralık 2010 Pazar

SEVGİMİZE ENGEL OLAN NEDİR


Bizlerde sizin kadar sevilmek isteriz bizlerinde sizler kadar sevgiye dair her şeyi yaşamaya ihtiyacımız var bizlerinde sizler kadar sevgimiz var bizim yaşadığım yılların hep insanlardan uzak hayatından içinde olmayarak dolduruyoruz yıllarımızı hep hayallerle doldurmaya çalışıyoruz peki sevgimize engel olan gözümüz kör olması mı veya sakat olmamız mı veya ağızımın burnumuzun yamuk olması mı hangisi sevgimize engel halbuki Yaratılanı hoş gör yaratandan ötürü denen sözü diyenler ne kadar hoş görüyor ve ne kadar seviyor ne kadar onların yanında olabilirler halbuki o insanlara sevgi güç veriyor sevgi insanları hayatta tutunmalarında yardımcıdır değerli olduğunun göstergesidir sevgi her şeye rağmen sevmek ve sevilmektir

Seval Çimen

15 Aralık 2010 Çarşamba

SEVAL ÇİMEN


SEVAL ÇİMEN
4 şubat 1985 Sivas Şarkışla doğumluyum Dar gelirli 5 çocuklu ailenin ilk çocuklarıyım doğum sonrası sarılık nedeniyle beyindeki hareket merkezi hasar görmüş serebral palsy olarak yaşamımı sürdürmekteyim 1986 yılında kalça çıkığından ameliyat oldum 1987 yılında Ankara hastanesin de 6 ay boyunca fizik tedavi gördüm fizik tedavi dönemimde bir çok yeteneğimi elde edebiliyorum örnek hareketsiz şekilde hep anne kucağında ve başımı tutamıyordum konuşamıyordum tedavi den sonra bu yetenekleri kazandım özgün eğitimimi sağlık nedenlerimden dolayı ve okul idarecilerinin okula almaması nedeniyle hiç bir tahsilimi elde edemedim ailemle birlikte yaşamaya devam ederken kardeşlerim okula başladılar ve ben hala okula gidememenin arkadaşlarımın olmaması okul hayatımın olmaması üzüntüsü ile evdeki oyuncaklarımla kendimi oyalıyordum ama okuyamama üzüntüsünü üzerimden atamıyordum unutamıyordum televizyon karşısında sürekli çıkan yazıları okuyamamak beni sinirlendiriyordu annem ve babama söylüyordum bana oyalansın diye defter kalem alırlardı çocuk aklı ile onları aldığımda o kadar çok mutlu olurdum sürekli bir şeyler yazmaya çalışırdım çocuk aklı ile İnanabiliyormusunuz okuma yazma biliyormuşum gibi harflere baka baka yazardım kız kardeşlerim görünce şaşırırlardı sanki bir öğretmen den eğitim alıyormuşum gibi yazıyorsun diyenlerde oldu bunları duyunca daha çok hırslanıyor hevesim bir kat daha artıyordu okula gitmeden de okuyabilirim diye kendim kendime öğretmen olup kendi kendimi eğitmeye çalışıyordum en büyük isteğim okumak oldu 1998 yılında kiracı olarak yeni eve taşınmıştık bu evde çok değişiklikler yaşadım mesela yeni komşular yeni hayatta alışmaya çalışıyorduk işte o dönemde hayatımda bir çok güzellikleri yaşadım diyebilirim evimizin önünde koca bir yeşillikler vardı üzerinde sürüne sürüne koşuyor kendi kendimi mutlu ediyordum bir tek okula gidememenin ve okuyamamanın ezikliğini yaşıyordum pencereden hep okula gidenleri gelenleri seyrederdim bir gün televizyonda bir anne çocuğuna Allah’a dua ederse bir çok isteklerini yerine getireceğini söyledi ve bende bir gece ağlaya ağlaya dua ettim o günün sabahı inanırmısınız okudum okudum doya doya okumanın sevincini yaşadım çok mutlu oldum o anı anlatamam ancak benimle yaşamalıydınız ve Allah’ıma binlerce kez teşekkür ettim duamı kabul ettiği o günün sonrası yeni kardeş sevinci yaşadık annem tekrar anne olmanın heyecanı yaşıyor babam ise baba olmanın biz 4 kız kardeş ise abla olmanın heyecanı yaşıyoruz için 2000 yılında dünyaya gelen erkek kardeşimizin hastaneden gelmesini heyecanla bekledik bir gün sonra kardeşimiz evimizin neşesi oldu ve kendi evimizi aldık taşındık beni üzen olaylarda bundan sonra oldu babaannem vefat etti Allah rahmet eylesin kadıncağız bana çok şeyler öğretti beraber oyuncak bebeklerim için yastık yorgan elbise yapardık hayatta bağlanmamın diğer etkisi de bu oldu hiçbir zaman engelli olduğumu hissettirmedi tabi ailemde hissettirmedi çocuk olduğumdan mı hiç farkında değildim galiba büyüdükçe her şeyi öğrenmeye başladım hayat büyüdükçe zorlaşıyordu bütün engeller üst üste gelmeye başladı ben hayatımın büyük bir bölümümü anneme bağlı olarak sürdürmeye çalışıyorum benim psikolojim altüst olmaya başladı çünkü artık dışarı çıkamıyor eskisi gibi mutlu olamıyorum 2002 yılında bana bilgisayar alınana kadar bu bilgisayar hayatıma renk kattı küçücük ekranda bir çok şeyi görebiliyordum bir çok arkadaşlıklar kurdum kurdukça arkadaşlarımın benden farklı olmadığını anladım ve en önemlisi bu dünyada yalnız olmadığımı anladım onların hayatını okudukça şükür ettim kendimi bir çok konuda bilgisayar sayesinde eğittim hayatımda değişiklikler ise yalnız olmadığımı ve şükredecek kadar çok şeye sahip olduğumu anladım sadece bizim görüntümüz farklı olduğu için toplumun bize karşı bakışı ve davranışı ulaşılabilirlik çözümsüzlüğü bizi kahrediyor bizim hiçbir zaman tek başımıza çıkma gezme şansımız olmadığı gibi insanlar ve aile tarafından bir çok şeyden mahrum ediliyoruz eğitimden sağlıktan insana dair her şeyden yoksun yaşıyoruz Serebral palsylı olmak hastalık olarak değil bir yaşama biçimi olarak adlandırılırsa bir çok sorunu çözmüş olacağız bizim yaşadığımız sorunları ne aile bilir nede çevre bilir bizim yaşadığımız sorunları ancak biz biliriz çünkü biz bedenimizle büyük bir mücadele içindeyiz Allah bize öyle mücadele gücü vermiş ki o güç ise zeka biz bir çok hareketlerimizi zeka ile yapabiliyoruz bizim en büyük gücümüz zekamızdır…

Seval ÇİMEN

SEVGİMİZE ENGEL OLAN NEDİR


SEVGİMİZE ENGEL OLAN NEDİR
Bizlerde sizin kadar sevilmek isteriz bizlerinde sizler kadar sevgiye dair her şeyi yaşamaya ihtiyacımız var bizlerinde sizler kadar sevgimiz var bizim yaşadığım yılların hep insanlardan uzak hayatından içinde olmayarak dolduruyoruz yıllarımızı hep hayallerle doldurmaya çalışıyoruz peki sevgimize engel olan gözümüz kör olması mı veya sakat olmamız mı veya ağızımın burnumuzun yamuk olması mı hangisi sevgimize engel halbuki Yaratılanı hoş gör yaratandan ötürü denen sözü diyenler ne kadar hoş görüyor ve ne kadar seviyor ne kadar onların yanında olabilirler halbuki o insanlara sevgi güç veriyor sevgi insanları hayatta tutunmalarında yardımcıdır değerli olduğunun göstergesidir sevgi her şeye rağmen sevmek ve sevilmektir

Seval Çimen

14 Aralık 2010 Salı

Bir Engelli hayat


BİR ENGELLİ HAYAT
Bir engelli insan hayatında bir çok eksikliklerine rağmen mutlu olmaya çalışıyor ama mutluluğuna engel bir çok neden vardır bu sorunlardan bir taneside yaşadıkları toplum içinde psiko-sosyal ve ekonomik sorunlarla karşılaşmaktadır bu sorunlar hem engelli bireyi hemde ailesinin yaşamını zorlaştırıyor hala bu sorunlar başı engelliğe karşı ayırımcı davranıştır bu ayırımcı davranışlar engellinin kendine güvenmesini engelliyor ve kendini değersiz hissetmesine sebep oluyor insanlar ayırımcı davranışlardan vazgeçmelidir çünkü o insanların hayatına engel oluyorsunuz ve içine kapanmasına değersiz olduğunu düşünmesine sebeptır bir gelişmeye değişmeye çalışan ülkede öncelik engellilerin olması gerek çünkü hala bu ülke engellilerin sorunlarını görmezden geliyor engelliler hala merdivenlerden inemiyor çıkamıyor bir çok konulardan istismar ediliyor hala eğitimden mahrum ediliyorsa hala hayallerinden yapabileceklerinden mahrum ediliyorsa hala aşağalanıyor hala alay ediliyor hala dişlanıyor hala yıllardır evlerinden çıkamayanlar ve pencere önünde hayatını hayalleri ile doldurmaya çalışan insanlar varken hala üretici olamıyorsa hala bireyin hayatına yön veriliyorsa hamgi ilerlemeden bahsediyorsunuz hangi demokrasiden bahsediyorsunuz hangi çağdaşlıktan bahsediyorsunuz hangi gelişmiş ülkeden bahsediyorsunuz hala engellilerin sorunlarına çare bulamayan bir çok soruunları hala engellilerin sorunları ailelerine yükleniyor hala sorunlarıyla başbaşa bırakılıyorsa hala aileler bu sorunlarına çözüm isteniyor ve karşılık verilmiyorsa hala anneler Allah,a engelli çocuklarının canını benden önce alsın diye dua ediyorsa bu ülkede yaşayanların engellileri yok sayıyorsa ve dışlıyorsa hor görüyorsa acıyorsa hala istenmiyorsa ve sevilmiyorsa bu ülkede engellilere değer verilmiyorsa devlet engellileri hiç bir yere sığdıramıyorsa bu ülkeyi gelişmiş gibi göstermeyede hakkımız yoktur engellilerin sorunlarını yok sayan ülke de gelişme olduğunu diüşünemiyorum haklarımızı okuduğumuz bildiğimiz halde karşımızdaki memurun bize karşı kendi bildiğini dayatılıyorsa bu ülkenin büyük ayıbı bu ülkede hala saçma sapan konuları gündemde taşınıyorsa bu ülkenin geliştiğini düşünemiyorum isteklerimiz dişarı çıkmak üretmek hayallerle değil gerçeklerle yaşamak istiyorum saygı istiyorum sevgi istiyorum ülkede her zaman öncelik istiyorum bizim önümüzdeki engellerin kaldırırsın istiyorum rampa yapılıyorsa düzgün yapılsın düğün salonlarında parklarda bütün kamusal alanlarda engellilerin kolayca çıkabilecekleri inebilecekleri özel ihtiyaclarını wc vs karşılayabilecekleri çıkamayacakları yere değil kolayca girebilecekleri yerlerde olmalıdır biraz olsun düşünmenizi istiyorum......
Seval ÇİMEN

SEVGİ İNSANI AYAKTA TUTAN GÜÇTÜR


Sevgi insana değerli olduğunu gösteren klavuzdur.

Sevgi insanın ruhunu güçlendirir.

Sevgi insanı hayatta bağlar.

Sevgi insanın insan olduğunu hatırlatır.

Sevgi mazerat kabul etmez.

Sevgi engelleri aşan tek bir yoldur.

sevgiyle herşey aşılabilir insan sevgisi hayvan sevgisi vatan sevgisi en öncellikli sevgi ise Allah sevgisidir bu sevgi sadece bizlerde kusur aramaz.



Seval ÇİMEN

12 Temmuz 2010 Pazartesi

BİZE KENDİ HAYATINIZIN ZORLUKLARINI DAYATMAYIN


Herkesin hayatı var herkes kendini hayatını yaşıyor zorlukları kendi çekiyor kimse kimsenin zorluğunu çekmiyor hayat herkese farklı kişilikler farklı insanlar farklı diller farklı düşünceler vermiş ve hayatın içinde her şey var aldatılmak kaza yapmak evlenmek zülüm etmek okulu bittirmek başlamak yarıda bırakmak vs vs bir çok şey biz istemesek,te yaşanan şeyler Çünkü biz çok olaylarda imtihan ediliyoruz bu dünyada yaşanacak olan her şeye sabretmeliyiz Allah bizi cennetine layık görsün bize hayatınızı zorluklarını anlatmayın bize hayatı dayatmayın bize engel olmayın çünkü Biz hayatı görüyoruz yaşıyoruz duyuyoruz hayatın farkımdayız biz sizlerden daha fazla zorlukları yaşıyoruz çünkü bizim yaşadığımız hayat farklı sizin yaşadığınız hayat farklı bize sizin hayatınızın zorluklarını anlatmayın sizin hayatınız bize örnek değil yol gösterici olsun biz yanlışları sizin yaptıklarınızla değil yanlış olduğu bileceğimiz için o yanlışlardan uzak durmaya çalışırız sizin kadar bizde biliyoruz zor olduğunu biz de yaşayacakmışız gibi bize anlatıyorsunuz neden bize hayatın zor olduğunu söylüyorsunuz peki siz bir engelli insanın hayatının zor olduğunu bilir,misiniz siz hayatı bilmiyorsunuz siz hayatın içinde olmadığınız neler gördük neler yaşadık peki o zaman siz bizim hayatımızı biliyor ve yaşıyor,usunuz peki siz o zaman tekerlekli sandalye de saatlerce oturdunuz mu? Sokak ta garip garip bakışlara maruz kaldınız mı? Bütün günü evde geçirdiniz mi? Evde saatlerin geçmesi için kendi kendinizi yediniz mi? Siz tekerlekli sandalyede saatlerce annenizin ağzınıza bir kaşık yemek vermesini beklediniz mi? Tekerlekli sandalye ile merdivenlerden çıkmak için saatlerce uğraştınız mı? Merdivenlerden çıkarmaları için saatlerce beklediğiniz oldu mu Peki siz durumunuzdan dolayı sağır topal kör sakat ağzınız yamuk yumuk olduğundan alay edildiniz mi? Peki siz merdivenlerden dizlerinizin üzerinizde yara var olduğu halde ve annenize yük olmamak için çıktınız mı? Peki siz aileniz veya çevreniz tarafından küçük düşürüldünüz mü? Peki siz siyasette yardım kuruluşlarında medya önünde kullanıldınız mı? Peki siz annenize bir şey olursa bana ne olur korkusuyla yaşadınız mı siz bir kız veya bir erkek olarak sizin tekerlekli sandalyede,iken evlenmek istediğinizde engelli olduğunuz için sizi damat veya gelin olarak kabul edilmeme korkusuyla yaşıyor,musunuz veya evlenmek hayali yaşadınız mı? Zaten gelin olmak veya damat olmak bir engelli için hayal Türkiye gibi bir ülkede bir çok hayallerinizden mahrum edildiniz mi? Sürekli ellerinizin üzerinde yürüdüğünüz için elleriniz nasırlaştı mı? Annenizin sırtında inerken bak sana anadan başka kimse bakmaz diyen iki yüzlülerle karşılaştınız mı anası ölünce veya yaşlanınca belinden olunca ne olacak hiç düşündünüz mü? Hiç düşünmezsiniz ancak evde mutlu mesut yaşadığını sanırsınız evde sürekli kaldığında psikolojisini hiç düşündünüz mü? Saatler geçmek bilmeyen ve 4 duvar arasında yaşamayı çok kolay sanıyorsunuz ve bize çok kolay anlatıyorsunuz zor hayat asıl sizsiniz bizim hayatımızı zorlaştıran sizsiniz bizi görmezlikten gelen sizsiniz bizi duymazlıktan gelen sizsiniz biz zaten hayatın içindeyiz yaşıyoruz zorlukları sizden fazla çekiyoruz bizim hayatımız sizin hayatınızdan daha fazla zorluklara maruz kalıyoruz toplum olarak hayatın zorluklarını yaşıyoruz ve yaşamaya da devam ediyoruz .....

Eğitimden mahrum edilen insan

Eğitim bireyin doğumundan ölümüne süregelen bir olgu olduğundan ve politik, sosyal, kültürel ve bireysel boyutları aynı anda içinde bulundurduğundan, tanımının yapılması zor olan bir kavramdır. Bireylerin toplumun standartlarını, inançlarını ve yaşama yollarını kazanmasında etkili olan tüm sosyal süreçlerdir.Kişinin yaşadığı toplum içinde değeri olan , yetenek, tutum ve diğer davranış biçimlerini geliştirdiği süreçlerin her şeyi öğrenmek ve kendi hayatını kazanmak için eğitim alırız ve eğitimin aracı sadece kalem, silgi. defter, kitap, değil eğitimin aracı anne baba cevre ve öğretmen olmalı onlarında eğitim almaları çok önemli yoksa eğitimin hiçbir değeri kalmıyor eğitimden mahrum edilen insan sayısı oldukça fazla Türkiye gibi bir ülkede bir çok sebepten dolayı eğitimden mahrum ediliyor kimisi kız çocuğu olduğundan kimisi maddi imkansızlıktan kimi sağlığından dolayı eğitime ara veriliyor eğitimden mahrum ediliyor ve eğitim alamayan kişiler ise tam gelişemediği için öncelikle aileye sonra cevre,ye sonra topluma sonra devlette zararlı birey aile geliyor eğitim bu yönde çok önemli bir araçtır eğitim bir insan için ne kadar önemliyse bunu öğretmenler ana baba ve toplum olarak önemini bilmiyoruz ve anlayamıyoruz ve insanları bu yüzden mahrum ediyoruz ve hayattan koparıyoruz hayattan koparılan bir insan düşünün hayatta ne kadar verimli olabilir? Ve ne kadar barışık olabilir? insanlarla ne kadar iletişim kurabilir? Altının değerini kuyumcular bilir tabiriyle eğitim değerini öğretmenlerin bilmesi gerekiyor günümüze bakıyoruz bir çok öğretmen yeteri kadar eğitime değer vermiyor diye düşünüyorum bir çocuk bir konuda anlamıyorsa çocuğun başka yetenekleriyle ilgilenmiyor ve onu bir çok eğitimden mahrum ediyor anladığı konu olsa bile ve çocuğu engellinden dolayı eğitimden mahrum ediyor veya Ulaşım, Fiziksel Çevre ve Konut sorunundan dolayı diğer çocukların psikolojisi etkilenir düşüncesi oldukça fazla öğretmenlerde engelli insanın psikolojisini düşünen değer veren yok anne ve babası utandığından dolayı mahrum ediyor ailesi çocuğunun muhtaç olduğu için eğitim alamaz düşüncesiyle okula göndermiyor Halbuki bu insanlar eğitimsizlikten dolayı bir çok şeyden eksik yetiştirildiği için muhtaçlar bu insanların en büyük ihtiyaçlarından biri eğitim ve ulaşımdır engellilere ulaşmak için o insanların yapacaklarına inanmaktır ve onlar inandığınız için size o güveni vermek için çabalayacaktır siz eğitimin önemini öğrenirsek bir çok sorundan kurtulacaktır….

DÜŞÜNEN AMA HİÇ BİR ŞEY YAPMAYAN MİLLETİZ.

Keşke senide götürebilsem tatile gezdirmeye düğüne eğlenceye etkinliğe götürmeniz için ne gerekiyorsa yapabilirsiniz her şey sizin elinizde Ellimden gelse sana yardım ederim bir şeyler yapabilirsiniz bir aracı olabilirsiniz Sana Anandan başka kimse bakmaz sana Babandan başka kimse bakmaz sana bacından başka kimse bakmaz bakabilirsiniz evladınızdan farkları yok onlarda insan seni teyzen.den halan,dan yengen,den enişten,den dayın,dan amcan,dan başka kimse düşünmez düşünebilirsiniz düşünme gücünüz zayıf mı düşünmezler dediğiniz insanların düşünme güçleri mi yok tabi düşünen ama bir şey yapmayan bir milletiz ve bunları diyen sahtekarlara sesleniyorum sizinde evladınız sakat topal sağır kör olabilirdi sizinde evladınız geri zekalı olabilirdi hiç düşünüyor,musunuz o Annenin neler çektiğini ne zorluklarla karşılaştığını ne psikolojilerle yaşadığını düşünüyor,musunuz Anne olarak kimseden yardım görmeden evladını hayatta nasıl hazırlasın o kadın akrabası olarak komşusu olarak çevresi olarak düşünüyoruz acıyoruz kadının neler çektiğini düşünmeye çalıştıkça moralinizi bozuluyor öyle değil mi sizde o annelerden biri olabilirdiniz size de acıyabilirlerdi görenler acınızı paylaşmak yerine saçma sapan sorularla canınız sıkılabilirdi hangi Anne evladının okul bittirip Öğretmen, Doktor, Hakim, Memur, Bakan olmasını istemez ki engelli Annesi evladının bir kaşık tutmasını ve yemeği kendi başına yemesini istiyor kimseden yardım gelmiyor ve aile olarak ne yapacaklarını bilmeyen ve engelli bir çocuğa sahip olmanın bedelini ödetemezsiniz kimsenin buna hakkı yok kimse buna bir şey diyemez çünkü herkes kendinden sorumlu Allah onlara ceza vermemiştir eğer öyle düşünüyorsanız yanılıyorsunuz çünkü Allah onların öyle olmasını imtihanı kazanmasını istemiştir sizin de engellilerle imtihanınız bu onları kabul etmemeniz Allah’a karşı isyandır hepimiz bu dünya,ya imtihanı kazanmak için geliyoruz eğer biz Allah’ın verdiği her türlü zorluklarla baş edersek ve her şeye razı olursak Allah bize yardımcı olacaktır her kolaylığı olanak verecektir bundan emin olabilirsiniz ve hepinize birer görev düşüyor herkes bir şeyler yapmalı bunu Allah rızası için yapmalısınız size çok kolay geliyor atıp tutmak herkes Ailesi olarak toplumu olarak komşusu olarak bir şeyler yapmalı ve yapabilir mesela bir doktora gittiğinizde ilgi görmediğinizden şikayet ediyorsunuz sizinle ilgilenmesi için çığlık atabiliyorsunuz çığlığınızın duyulması için ellinizden gelen her şeyi yapabiliyorsunuz işte engelli Annesi engelli Babası da sizden bunu bekliyor evet onlara bir dalda siz olun gösterin millet olarak onların yanında olduğunuzu yardımseverliğimizi düşünen olarak değil görevlerimizi yapma çabasıyla her şeyi deneyelim onlar size muhtaç siz onlara muhtaçsınız bende evladımda eşimde babamda annemde halamda teyzemde amcamda dayımda küzenimde böyle sakat kör topal sağır olabilirdi diye herkes düşünüyor ama bir millet olarak onlara engel oluyoruz onlara yaşama sevinci göstermiyoruz onlara fırsat vermiyoruz onları muhtaç olarak görüyoruz onların hayatlarına biz yön veriyoruz yaşamasına sevilmesine engel oluyoruz onlarda bu dünyanın varlığı onlarda bizimle beraber yaşıyor onlarda bizim gibi yaşamak ve farklı oldukları için değil insan olduklarını fark edilmesini istiyorlar hepimiz bir parçayız bu dünyada..

kusur


insan başka insanın kusurunu büyük günah olarak görür ama kendi kusurunu örtmeye çalışır....

SEVAL ÇİMEN...

Allah bizim azalarımıza değil yüreklerimize bakıyor


Evet toplum olarak görünüşe aldanıyoruz ve görünüşe göre birileri hakkında yanlış yorumlar yapıyoruz halbuki düşünmeliyiz,ki bunlar hakkında yorum yapmak ne kadar doğru sadece insanların görünüşüne göre hükümler vermek Allah size yakışıklı güzelleri seçin demiyor çünkü Allah görünüşümüze değil yüreklerimize bakıyor.

Engellilerde Sever

Evet onlarda sever hem de adam gibi sever yalansız onların sevgileri masum ve temizdirler sevdiklerine kötü bir şey olsun istemezler sevdiklerine sevdikleri için sevilmeleri için her türlü kötülüğe katlanırlar onların tek çıkarı sevilmek ve görüntülerine aldanmamaları için her türlü başarıyı kaçırmamaktır çünkü Allah bir bacağı eksik iki kolu eksik yürüyemiyor diye hiçbir şeyden maruz koymamıştır ne ibadetten ne evlilikten ne Annelikten ne Babalıktan ne sevgiden ne de çalışmaktan bunun bir çok örneğini verebilirim mesela Kuran’ı kerimden örnek olarak insanları engelli ya da engelsiz diye kategorize etmez yani İslâm'a göre insanın zenginlik veya fakirliği memur ya da âmir olması şu veya bu renkte olması ya da belli bir dili konuşması bu sakat evlenemez sevemez yapamaz edemez topal kör sağır olması Allah katında üstünlük ölçüsü olarak kabul edilmediği gibi engelli olup olmaması da bir üstünlük sebebi değildir Herkes aynı ölçüde aynı haklara sahiptir nedense biz onların seveceklerine yapabileceklerine inanmayız onlara fırsatlar vermeyiz onları hayallerinden mahrum ettiğimiz gibi geleceğinde biz karar vermeye kalkarız hayatta tutunmalarını bile istemeyiz bazen,de çıkarımız için onlar kullanırız yeri geldiğinde onlarla alay ederiz horlarız dışlarız hatta onların canlarına kıyacak kadar cahilleşiriz böyle oldukça Allah’ın huzurunda çıktığımızda onlarla imtihan olarak ne cevap vereceğinizi çok merak ediyorum…

7 Mayıs 2010 Cuma

SÜS VE GÜZELLİK


"Allah'ım yaradılışımı güzel kıldığın gibi ahlakımı da güzelleştir."

"En güzel süs seni insanlarla kaynaştıran, seni onların arasında güzel gösteren, dillerini senden koruyan huylarındır."

"Hiçbir kimse Allah'ın itaatinden daha güzel bir şeyle süslenmemiştir."

"Kişinin en güzel süsü imanla birlikte olan bir huzur ve sükunettir."

"Dinin süsü sabır ve rızadır.

"Dinin süsü akıldır."

"İslam'ın süsü iyilik yapmaktır."

"İmanın süsü adalettir."

"İmanın süsü, içini (ruh ve kalbi) temiz tutmak ve açıkta da güzel amel etmektir."

"İlmin süsü hilim ve tahammüllü olmaktır."

"Hikmetin süsü dünyada zühd ile yaşamaktır. (Dünya sevgisine esir olmamaktır.)"

"İbadetin süsü huşu ile ibadet etmektir."

"Fakirliğin süsü iffetli olmak, zenginliğin süsü şükretmek, belanın süsü sabırdır; soylu soplu olmanın süsü alçak gönüllü olmaktır; aklın süsü edepli olmak, iyilik ve hizmetin süsü minnet etmemektir."

"Kişinin güzelliği hak sözü söylemesidir.

"Muminin güzelliği, takvasıdır."

"Kulun güzelliği, Allah'a ibadet etmesidir."

"Alimin güzelliği, ilmine amel etmesidir."

"İlmin güzelliği, onu yaymaktır."

"Özgür insanın süsü, zillet ve rezaletten kaçmasıdır."

"İyilik yapanın güzelliği, minnet etmemesidir."

"İyi emanetin güzelliği, onu tamamlamaktır."

"Zenginliğin güzelliği, kanaatkar olmaktır."

"Kişinin güzelliği ve karı tahammüllü olmasıdır.

"Arkadaşlığın süsü (arkadaşlarının yanlışlarına karşı) tahammüllü olmaktır."